------------------------------query: Oluşturmacılık, öğrencinin kendi anlayışını geliştirmesine odaklanan bir eğitim kuramıdır.--------------------------- Results (after 0.039 seconds): 0.772 Oluşturmacılık ya da diğer adıyla yapılandırmacılık olarak bilinen öğrenme ve öğretme kuramıdır. Yapılandırmacılık kuramının öncülüğünü Piaget, Vygotsky ve Glasersfeld yapar. Eğitimde oluşturmacılık çocuğun konu hakkındaki kendi anlayışını oluşturmasına izin verilecek şekilde eğitilmesini söyleyen bir eğitim metodudur. Öğretmenin amacı materyali örtmek değil çocuğun konuyla ilgili gerçekleri ortaya çıkarmasına yardımcı olmaktır. Sanat ve mimaride oluşturmacılık endüstriden etkilenen tasarımlar ve endüstride kullanılan malzemeleri kullanan hiçbir sosyal fonksiyonu olmayan saf sanattan yana olan Rusya’da 1914 ve sonrasına ait bir sanatsal akımdı. Vladimir Tatlin ve daha sonra Antoine Pevsner ve Naum Gabo gibi oluşturmacılar tarafında kuruldu. Kasimir Malevich de oluşturmacı sayılabilecek parçalar yapsa da daha çok daha önceki süprematism çalışmaları ile tanınır. Hareket El Lissitzky’nin başını çektiği yeni grafik tasarım tekniklerinin gelişimini etkilemiştir. 0.748 Belirlenecek eğitsel ihtiyaçlarının gerektireceği bilgi, beceri, ve tutumlara yönelik davranışların, öğrenme profiline uygun yollarla ve bizzat kendisince kazanılmasına yardımcı olmak.Yani “öğrenmeyi öğrenme” ye dayalı bir yaklaşımdır ki bu yönüyle oluşturmacı bir yaklaşım sergilemektedir.. 0.719 Öğrencinin, mevcut ve gelecekteki eğitsel gereksinimlerinin farkına varmasına yardımcı olmak. 0.718 Keefe ve Jenkins’e göre, bilişsel ve öğrenme stili analizi, öğretimi kişiselleştirme sürecinde özel bir role sahiptir. Öğrenci öğrenme stilinin değerlendirilmesi, öğretmen rolü dışında, diğer herhangi bir unsurdan daha fazla okula için, kişiselleştirilmiş bir yaklaşımın temelini oluşturmaktadır. Öğrenci tavsiyesi ve yerleştirme, öğrencinin bilişsel becerilerinin uygun şekilde yeniden eğitilmesi, uyarlanabilir öğretim stratejisi ve özgün eğitim için öğrenmenin değerlendirilme yapması, bunlardan birkaçıdır. Bazı öğrenciler, algısal ve çevresel stil tercihlerinin analizine dayalı olarak, öğretim ortamlarında en iyi tepkiyi verirler: çoğu bireyselleştirilmiş ve kişiselleştirilmiş öğretim yöntemi bu bakış açısını yansıtmaktadır. Ancak diğer öğreniciler, herhangi bir öğrenme ortamında başarılı bir şekilde çalışmak için yardıma ihtiyaç duyabilmektedirler. Bir genç geleneksel eğitimle başa çıkamıyorsa, bilişsel becerilerini geliştirmek, başarıyı mümkün kılabilmektedir. 0.711 Bilişsel kuramın temel ilkeleri ve öğretim tasarımıyla ilgisi ------------------------------query: Rönesans öncesi matematik, aritmetik ve geometri olarak iki ana alana ayrılıyordu, ancak Rönesans’ta cebir ve kalkülüs gibi yeni alanlar ortaya çıktı ve 19. yüzyılın sonuna kadar dört ana alan olarak gelişti.--------------------------- Results (after 0.014 seconds): 0.754 Rönesans’tan önce matematik iki ana alana ayrılıyordu: sayıların işlenmesiyle ilgili olarak aritmetik ve şekillerin incelenmesiyle ilgili olarak geometri. Nümeroloji ve astroloji gibi bazı sahte bilim türleri, o zamanlar matematikten açıkça ayırt edilmiyordu. 0.722 Rönesans sırasında iki alan daha ortaya çıktı. Matematiksel gösterim, kabaca formüllerin çalışılmasından ve işlenmesinden oluşan cebir’e yol açtı. Sonsuz küçükler hesabı ve integral hesabı olmak üzere iki alt alandan oluşan Kalkülüs, değişkenler ile temsil edildiği şekliyle değişen nicelikler arasındaki tipik doğrusal olmayan ilişkileri modelleyen sürekli fonksiyonlar çalışmasıdır. Aritmetik, geometri, cebir, hesap olmak üzere dört ana alana bölünme 19. yüzyılın sonuna kadar sürdü. Ardından Gök mekaniği ve katı mekaniği gibi alanlar matematikçiler tarafından incelendi ancak artık bunlar fiziğin konularıdır. Kombinatorik konusu kayıtlı tarihin büyük bir bölümünde çalışıldı ancak on yedinci yüzyıla kadar ayrı bir matematik dalı haline gelmedi. 0.683 19. yüzyıl boyunca matematik giderek daha soyut hale geldi. Carl Friedrich Gauss (1777–1855) bu eğilimi özetler. Bilime birçok katkısını bir kenara bırakarak, karmaşık değişkenlerin fonksiyonları, geometri ve serilerin yakınsaması üzerine devrim niteliğinde çalışmalar yaptı. Ayrıca, cebirin temel teoreminin ve ikinci dereceden karşılıklılık yasasının tatmin edici ilk kanıtlarını verdi. 0.660 19. yüzyıl, soyut cebirin başlangıcına dair büyük bir uğraşa tanık oldu. Almanya’daki Hermann Grassmann, vektör uzaylarının ilk versiyonunu verdi. İrlanda’daki William Rowan Hamilton değişmeli olmayan cebir geliştirdi. İngiliz matematikçi George Boole, kısa bir süre sonra Boole cebri olarak adlandırılan, rakamlarının sadece 0 ve 1 olduğu bir cebir geliştirdi. Boole cebri, matematiksel mantığın başlangıç noktasıdır ve elektrik mühendisliği ve bilgisayar bilimlerinde önemli uygulamaları vardır. Augustin-Louis Cauchy, Bernhard Riemann ve Karl Weierstrass, kalkülüsü daha titiz bir şekilde yeniden formüle etti. 0.652 Rönesans döneminde coğrafya, astronomi, kimya, fizik, matematik, imalat, anatomi ve mühendislikte büyük ilerlemeler olmuştur. Eski bilimsel metinlerin yeniden keşfi 1453’te Konstantinopolis’in Osmanlı hâkimiyetine girmesinden sonra ivmelendi, matbaanın icadı öğrenmeyi demokratikleştirmiş ve yeni fikirlerin daha hızlı yayılmasını sağlamıştır. Ancak, en azından ilk döneminde, bazıları Rönesansı bilimsel bir geriye dönüklük olarak görmektedir. George Sarton ve Lynn Thorndike gibi tarihçiler ilerlemenin bir süre yavaşladığını savunarak Rönesans’ın bilimi nasıl etkilediğini eleştirirler. Hümanistler, siyaset ve tarih gibi insan merkezli konuları doğa felsefesine ve uygulamalı matematikğe tercih ettiler . Diğerleri ise kayıp veya belirsiz metinlerin yeniden keşfedilmesi ve dilin incelenmesi ve metinlerin doğru okunması üzerinde artan vurgu gibi etkenlere işaret ederek Rönesans’ın olumlu etkisine odaklanmıştır. ------------------------------query: Yapısalcılığa göre psikolojinin amacı bilinci ve zihinsel olayları, içebakış yöntemiyle temel bileşenlerine ayırarak incelemektir; bu yaklaşımın önde gelen temsilcileri Wundt ve Titchener’dır.--------------------------- Results (after 0.014 seconds): 0.792 Bu yaklaşıma göre psikolojinin görevi bilincin ve bilinci oluşturan zihinsel olayların -duyumlar, imajlar, duygular- incelenmesidir. Bu amaçlar doğrultusunda içebakış yöntemi ile bilgi toplanır. İçebakış, deneklere bir uyaran verip onlardan neler hissettiklerini en ince detayına kadar anlatmasını istemeye dayalı bir yöntemdir. Yapısalcılara göre tıpkı su molekülünün atomik bileşenlerine (hidrojen ve oksijen) ayrıştırılması gibi, bilinç de temel bileşenlere ayrıştırılabilir. Acılık-tatlılık, soğukluk-sıcaklık, donukluk-canlılık gibi saf duyumlar bilincin temel bileşenleri olarak kabul edilebilir. Yapısalcılığın iki önemli temsilcisi şunlardır: Wundt ve Titchener. Wundt Almanya’da bir psikoloji laboratuvarı kurmuş, onun öğrencisi olan Tichener ise Wundt’un psikolojiye yaklaşımını ABD’ye taşıyarak Cornell Üniversitesi’nde bir psikoloji laboratuvarı oluşturmuştur. Titchener’dan sonra bu yaklaşım pek fazla yaşamamış olsa da, psikolojinin pozitif bir bilim olarak temellerinin atılmasındaki katkısı açısından bu yaklaşım psikoloji tarihinde önem taşımaktadır. 0.789 Yapısalcılık yaklaşımı (bilinç psikolojisi ya da strüktüralism) 0.785 W. Wundt, duyumları incelerken bilinci araç olarak kullanmış ve psikoloji için “içebakış” yöntemini en uygun yöntem olarak görmüştür. İçebakış yöntemi, bireyin kendisine ne düşündüğünü ne hissettiğini soran, kısaca bireyden kendi subjektif hallerine dair bir açıklama yapmasını isteyen yöntemdir. Bu yöntem analitik bir yöntemdir. Çünkü bilinci en küçük parçalarına ayırıp bu parçaların nasıl organize olduğunu ve organizasyonu sağlayan kuralları belirlemek ister. Bu yüzden Wundt ve takipçilerine Yapısalcı ve yaklaşımlarına da Yapısalcılık denilmiştir. Yapısalcılık ise, bilinçli tecrübelerimizi oluşturan en temel unsurlardan olan duyum ve algıların incelenmesi şeklinde tanımlanabilir. 0.780 Calkins, benlik psikolojisini, kişinin kendi zihinsel deneyimini incelemesini içeren bir içebakışçı psikoloji formu olarak görmüştür. Birinin içgözlemsel olarak düşünmesini sağlamanın; din, ahlak ve akılda başka türlü düşünülemeyecek çeşitli diğer görünümler de dahil olmak üzere hayatlarının birçok alanına yardımcı olabileceğine inanmıştır. İçebakışçı psikoloji iki ekolden oluşmuştur: psikolojik tanımında “benliği” reddeden kişiliksizlik ve psikolojide bilinç, işleyen, deneyimleyen benlikler çalışması olarak tanımlanan kişiliksellik. Calkins’in kanısı, psikolojide yeterli eğitim için bir laboratuvarın gerekli olduğudur. Benlik psikolojisinin deneysel olarak araştırılabileceğini iddia etmiş ancak kişisel olarak benlik psikolojisi ile ilgili laboratuvar deneylerine katılmamıştır. Calkins, benlik psikolojisi ekolünün, işlevselcilerin ve yapısalcıların üzerinde ortak bir zemin bulabilecekleri bir teori olmasını arzulamıştır. 0.756 Sosyal biliş alanında insan kavrayışı psikolojinin tarihsel süreci içerisindeki altı farklı evre içinde incelenebilmektedir ------------------------------query: Sosyoloji, toplum ve bireylerin etkileşimlerini inceleyen bir bilim dalıdır ve toplumsal ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsar.--------------------------- Results (after 0.014 seconds): 0.845 Sosyoloji veya toplumbilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır. 0.830 Sosyoloji, insan ve toplumların ilişkilerini ele alan bir bilim dalıdır. Konu bakımından, birçok konuyu ele alabilir. Din, siyaset, kültür, ırk ve sosyal sınıf gibi birçok konu sosyoloji biliminin araştırması kapsamındadır. 0.794 Sosyoloji – mikro düzeyde bireysel faillik ve etkileşimden makro düzeyde sistemler ve toplumsal yapıya kadar insan sosyal ilişkisini anlamak, çeşitli ampirik araştırma ve eleştirel analiz yöntemlerini kullanarak toplumsal yapıyı inceleyen bir çalışmadır. 0.745 Sosyoloji ve tarih arasında yer alan bir araştırma disiplinidir. Bu iki kavram arasında sıkı bir ilişki bulunur. En yüzeysel anlamıyla tarihi, geçmişteki olaylara ait bilgilerin keşfedilip, toplanması ve bir araya getirilip sunan bilim olarak tanımlarsak sosyolojiyi de tarih boyunca yaşayan insanların, toplumların çeşitli yönlerini inceleyen bilim olarak kabul etmeliyiz. Bir tarihi olay örneği ile sosyoloji tarih ilişkisini anlayabiliriz. Her tarihi olay bir sosyo-kültürel olaydır. Sosyoloji de bu sosyo-kültürel olayları, sosyal ilişkileri araştırır. Böylece tarih ile sosyoloji birbirleriyle örtüşür. 0.742 Sosyal epistemoloji – kolektif bilginin incelenmesi ve bilginin sosyal boyutları ------------------------------query: Antik çağlarda biyoloji, tıp, kimya, coğrafya ve jeoloji gibi bilimler, tarım, bitki ve hayvan incelemeleri ile önemli gelişmeler kaydetmiş; özellikle Çin, Mısır ve Hint uygarlıkları tıbbi ve bilimsel bilgilerini yazılı olarak da aktarmışlardır.--------------------------- Results (after 0.015 seconds): 0.772 Bu çağda, Hindistan’dan Endülüs’e kadar geniş coğrafyada bilimsel çalışmalar yapılmakla birlikte tıp, felsefe, teoloji, matematik, astronomi, İslam hukuku gibi geniş yelpazede çalışmalar da yapılıyordu. Bu dönemde, başta Antik Yunan olmak üzere geçmiş uygarlıkların ürettiği bilgi ve düşünceler, tercümelerle İslam dünyasına ve Endülüs kanalıyla Avrupa’ya aktarıldı. Çinlilerle yaptığı savaşlar ve diğer ilişkiler sırasında Araplar, kağıt üretim tekniklerini öğrendiler ve parşömen yerine kağıt kullanımı sayesinde yazılı eserler de daha kolay yayıldı. Matematik alanında ise Hintlerden alınan sıfır ve ondalık sistemin keşfi sayesinde matematiğe olan ilgi ve rağbet arttı ve aritmetik, sıradan insanların dahi anlayabileceği ve günlük yaşamda kullanabileceği bir duruma geldi. Matematik ve aritmetiğin yanı sıra trigonometri de gelişti. Gözlemevleri inşa edildi; optik bilimi ve kimya gelişti. 0.755 Bu dönemde, Hindistan’dan Endülüs’e kadar geniş coğrafyada bilimsel çalışmalar yapılmakla birlikte, tıp, felsefe, teoloji, sanat, matematik, astronomi, İslam hukuku gibi geniş yelpazede çalışmalar da yapılıyordu. Bu çağda, başta Antik Yunan olmak üzere geçmiş uygarlıkların ve ünlü filozofların ürettiği bilgi ve düşünceler, tercümelerle İslam dünyasına ve Endülüs kanalıyla Avrupa’ya aktarıldı. Çinlilerle yaptığı savaşlar ve diğer ilişkiler sırasında Müslüman Araplar, kâğıt üretim tekniklerini öğrendiler ve parşömen yerine kâğıt kullanımı sayesinde yazılı eserler de daha kolay yayılır oldu. Matematik alanında ise Hintlerden alınan sıfır ve ondalık sistemin keşfi sayesinde matematiğe olan ilgi arttı ve aritmetik, sıradan insanların dahi anlayabileceği ve günlük yaşamda kullanabileceği bir duruma geldi. Matematik ve aritmetiğin yanı sıra trigonometri de gelişti. Gözlemevleri inşa edildi; optik bilimi ve kimya gelişti. 0.750 İslam’ın Altın Çağı’nda, Hindistan’dan Endülüs’e kadar geniş coğrafyada bilimsel çalışmalar yapılmakla birlikte tıp, felsefe, teoloji, matematik, astronomi, İslam hukuku gibi geniş yelpazede çalışmalar da yapılıyordu. Bu dönemde, başta Antik Yunan olmak üzere geçmiş uygarlıkların ürettiği bilgi ve düşünceler, tercümelerle İslam dünyasına ve Endülüs kanalıyla Avrupa’ya aktarıldı. Çinlilerle yaptığı savaşlar ve diğer ilişkiler sırasında Araplar, kağıt üretim tekniklerini öğrendiler ve parşömen yerine kağıt kullanımı sayesinde yazılı eserler de daha kolay yayıldı. Matematik alanında ise Hintlerden alınan sıfır ve ondalık sistemin keşfi sayesinde matematiğe olan ilgi ve rağbet arttı ve aritmetik, sıradan insanların dahi anlayabileceği ve günlük yaşamda kullanabileceği bir duruma geldi. Matematik ve aritmetiğin yanı sıra trigonometri de gelişti. Gözlemevleri inşa edildi; optik bilimi ve kimya gelişti. 0.742 Doğa hakkında bilgi, klasik antik çağda birçok bilgin tarafından takip ediliyordu. Antik Yunan’da insanlar bilime çok katkıda bulunmuşlardır — geometri işlerinde ve matematiksel astronomide, biyolojinin ilk uygulama sürecinde ve bitkiler ve hayvanları sınıflandırmada, bilginin teorilerinde ve öğrenmesinde— ki bu katkılar filozoflar ve doktorlar tarafındandı. Üstelik bu kişiler çeşitli esnaflardı. Bu insanların ortaya çıkardığı çeşitli bilgiler Roma İmparatorluğu’na süregelmiştir ve Avrupa’daki birçok dini kurumlarca tanınmıştır. Astroloji ve astronomi en önemli bilgi konumuna gelmiştir ve astronomlar ve astrolojiciler çeşitli din ve politika destekleyicileri tarafından himayesi altına alınmışlardır. Orta Çağ üniversitesindeki sistemde, bilgi ikiye ayrılmıştı. Bunlar trivium (Latincede ‘üç yol’ anlamına gelen sözcük. Orta Çağ Avrupası’nın üniversitelerinde bugünkü lisans eğitimine denk diyebileceğimiz eğitim sistemi. Dil bilgisi -gramer-, söylem -retorik- ve mantık derslerinden oluşur. Triviumdan sonra da quadrivium gelir.) ve quadriviumdur (Triviumu izleyen ikinci kısmı. Aritmetik, geometri, müzik ve astronomi, bunun kapsamındaki konular kendi içerisinde bütünlük halindedir, zira geometri, uzayda; müzik, zamanda; astronomi ise uzay ve zamanda aritmetiktir.). Bundan dolayı, Orta Çağ’ın bilim insanları ya matematikçi ya da filozoftu. Bitkiler ve hayvanlarla ilgili bilgiler daha çok doktorların ilgi alanına giriyordu. 0.733 Tıbbı da içeren bilimin en eski kökleri MÖ 3000 ila 1200 yıllarında Antik Mısır ve Mezopotamya’ya kadar uzanmaktadır. Onların katkıları antik Yunan doğa felsefesini şekillendirmiştir. Aristoteles (MÖ 384-322) gibi Antik Yunan filozofları biyolojik bilginin gelişimine büyük katkıda bulunmuşlardır. Biyolojik nedenselliği ve yaşamın çeşitliliğini araştırmıştır. Halefi Theophrastus, bitkilerin bilimsel olarak incelenmesine başlamıştır. Orta Çağ İslam dünyasında biyoloji üzerine yazan âlimler arasında Cahiz (781-869), botanik üzerine yazan Dîneverî (828-896) ve anatomi ve fizyoloji üzerine yazan Razi (865-925) yer alır. Tıp özellikle Yunan filozof geleneğinde çalışan İslam âlimleri tarafından iyi çalışılmış, doğa tarihi ise büyük ölçüde Aristotelesçi düşünceye dayanmıştır. ------------------------------query: Filmin ilk sahnesinde genç Bruce Wayne ve Rachel Dawes, Wayne Malikanesi’nin dışında oynarken Bruce, Rachel’ın elindeki taşı alır ve saklanır. Mağaraya düşen Bruce, Thomas Wayne tarafından kurtarılır ve eve götürülür; ardından Wayne ailesi bir gösteriyi izlemeye gider. Gösteri sırasında Joe Chill adlı bir hırsız, Wayne ailesini soyar ve Thomas ile Martha Wayne’i öldürür.--------------------------- Results (after 0.016 seconds): 0.740 Filmin ilk sahnesinde genç Bruce Wayne ve Rachel Dawes’in Wayne Malikanesi’nin dışında koştukları görülür. Bruce, Rachel’ın elinde ne olduğunu merak eder ve ondan ne olduğunu göstermesi için rica eder. Rachel avucunu açar ve Bruce onun elindeki taşı alıp kaçmaya başlar. Ardından bir yere saklanıp, Rachel’ın onu aramasını izler. Bruce saklandığı yerden bir mağaraya düşer ve Rachel malikaneye yadım istemeye gider. Thomas Wayne oğlunu oradan kurtarır ve malikaneye götürür. Onunla ilgilendikten sonra yatağına yatırır ve oğluna, eşi Martha’ya aldığı kolyeyi gösterir. Bruce ve ailesi, oyuncuların yarasa olarak giyindikleri gösteriye gider. Yarasalardan rahatsız olan Bruce, babasına dışarı çıkmak istediğini söyler. Wayne ailesi gösteriyi terkedip dışarı çıkarlar. Onlar yürürken Joe Chill adlı hırsız onları soymaya kalkar. Hill tabancasını çekip, cüzdanları ve mücevherleri ister. Martha Wayne’in kolyesini almaya çalışan Chill panik yapar. Thomas Wayne, Martha’nın önüne atlar ve Chill panikle önce Thomas’ı sonra Martha’yı vurur ve kaçar. Thomas, Bruce’a korkmamasını söyler. Ardından polisler gelir. Thomas ve Martha Wayne’nin cenazesinden sonra William Earle, Bruce’a şirketin emin ellerde olduğunu söyler. 0.571 “Barbastella” – Wayne’lerin ölümü ve yetişkin Bruce’un mağaraya girdiğinde yarasaların ortaya çıkış sahnesi. 0.568 Bruce birkaç yıl sonra, Princeton Üniversitesi’nden Gotham şehrine döner. Wayneleri öldürdüğü için hapse giren Joe Chill’in, Carmine Falcone’nin hakkında ifade verip, yardım etmesi için salıverilme duruşması yapılacaktır. Duruşmada yargıç, Chill’e, Bruce Wayne’in de salonda olduğunu söyler. Duruşmayı terkeden Bruce, salonun çıkışında Joe Chill’i öldürüp intikam almak için elinde bir tabanca ile bekler. Chill dışarı çıkınca onu vuran Bruce değil, Falcone’nin adamlarından biri olur. Rachel Dawes, Bruce’u dışarı çıkartır. Rachel, adalet sisteminin kokuşmuş olduğunu söyleyen Bruce’a Gotham’ın kirlenmiş sokaklarını gezdirir ve ailesini öldürenin Falcone olmasa da, onların uğruna savaştığı şeyi öldürdüğünü söyler. Bruce, arabada niyetinin Chill’i öldürmek olduğunu söyler. Bu duruma çok içerleyen Rachel ona tokat atar ve ailesinin bu durumdan utanç duyacağını söyler. Bruce arabadan iner ve Falcone’nin yanına gider. Falcone’ye ondan korkmadığını söyleyen Bruce, hakimlerin ve polislerin onun emrinde olduğunu görür. Falcone’nin adamları Bruce’u dışarı atar. Sokaklarda yaşayan fakir bir adamın yanına giden Bruce, cebindeki parayı ve paltosunu ona verir. Ardından bir gemiye binip dünyayı gezmeye başlar. Hırsızların psikolojisini ve dövüşmeyi öğrenen Bruce, Bhutan topraklarında hapse düşer. Sabah yemeğinde altı adam ile dövüşen Bruce, hücresine götürülür. Orada Henri Ducard ile tanışır. Ducard, Bruce’a hapisten kurtulduğunda, intikamcı bir grup olan Gölgeler Birliği’ne katılması için davet eder ve mavi bir çiçek verir. Bruce hapisten çıktığında, Gölgeler Birliği’nin yerine gider. Burada birliğin lideri olan Ra’s Al Ghul ile tanışır. Henri Ducard, Bruce’a eğitim verir ve bir dövüş türü olan ninjutsuyu öğrenir. En sonunda ondan, komşusunun toprağına göz diken bir hırsızı öldürmesi istenir. Bruce, hırsızı öldürmek yerine orayı yakar. Kaçmaya çalışırken Ra’s Al Ghul ile dövüşür. Ghul’u yenen Bruce, uçurumdan aşağıya düşmek üzere olan Henri Ducard’ı kurtarır ve bir köylünün evine götürür. 0.533 “Tadarida” – Batman’in Rachel’ı Yarasa-Mağarası’na getirdiği, Korkuluk’un Batman’e saldırdığı ve Wayne Yatırımcılık’taki adamın Earle’e hasarlı gemiden ve kayıp mikrodalga buharlaştırıcıdan söz ettiği sahne. 0.528 “Macrotus” – Wayne’lerin teması, Bruce’un operaya gittiği anı hatırlaması. Bruce Ninja testindeyken. Ayrıca Bruce’un Rachel ile tekrar karşılaştığını ve mahkemede Joe Chill ile karşılaştığını hatırladığı sahne. ------------------------------query: Bilimsel kuramlar, doğal olayları açıklayıp tahmin edebilir ve bilimsel bilginin en güvenilir formunu sunar.--------------------------- Results (after 0.014 seconds): 0.828 Bilimsel kuram; iyi kanıtlanmış, sürekli olarak test edilen ve doğrulanan deney ve gözlem ile bilimsel metot aracılığıyla elde edilen, doğanın bazı yönlerinin açıklamasıdır. Tüm bilimsel bilgiler gibi, (tümü olmasa da birçoğunun) bilimsel kuramlar doğaları gereği tümevarımsaldır, tahmin edilebilir gücü ve açıklayıcı kuvveti amaçlar. Bilimsel bir kuramın gücü, açıklayabildiği durumların çeşitliliği, anlaşılabilirliği ve kolaylığı ile ilişkilidir. Yeni bilimsel kanıtlar elde edildikçe, yeni bulgulara uymaması durumda, bilimsel bir kuram reddedilebilir ya da değiştirilebilir. Böyle durumlarda, daha doğru bir kuram benimsenir. Bazı durumlarda, doğruluğu kesin olmayan, değiştirilmemiş bir bilimsel kuram, özel bazı durumlara benzerliği açısından kullanışlı ise yine de kuram olarak ele alınır. (örneğin; Newton’un hareket yasası, ışık hızına yakın olan hızlarda özel göreliliğe yakındır.) 0.806 Bilimde kuram, genel gerçeklerin tekrarlanarak kabul gören gözlem ve deneyleri baz alınarak doğal dünyanın bazı görünüşlerinin iyi doğrulanmış açıklamalarıdır. Kuramlar aynı zamanda kesinlikle uzak düşüncelerle uyuşmalıdır, çürütülebilir tutarlı doğru bir bilimsel araştırma yapma yeteneği ve birçok bağımsız kaynaktan güçlü bir delil lehine kuram üretmek gibi. 0.786 Bilimsel kuramlar test edilebilir ve yanlış/çürütülebilir tahminler üretebilirler. Bilimsel kuramlar doğal olaylardan sorumlu bazı nedensel elementleri açıklarlar ve fiziksel evrenin yönleri ile elektrik, kimya, astronomi gibi özel araştırma alanlarını tahmin etmek ve açıklamak için kullanılırlar. Bilim insanları kuramları, teknolojiyi geliştirmek ve hastalıklara çare bulmak gibi amaçlar dışında, daha sonraki bilimsel bilgiler için temel olarak da kullanırlar. Bilimsel kuramlar, bilimsel bilginin en güvenilir, en kesin ve kapsamlı formudur. Bu, varsayım, hipotez ya da tahmin anlamlarına gelebilen kuram kelimesinin genel kullanımından büyük ölçüde farklıdır. (genel kullanımda kuram: doğrulanmamış, şüpheli.) 0.783 Tüm kriterler sağlandığında, bilimsel kuram bilim adamları tarafından(bilimsel uzlaşma) en azından bazı durumları en iyi şekilde açıklığa kavuşturan açıklama olarak kabul edilir. Çünkü bu kuramlar, daha önceki kuramların açıklayamadığı ya da tam olarak doğru tahmin edemediği bazı durumlarda tahminler yürütmüş olacak ve daha çürütülemez özelliklere sahip olacaktır. Kanıtların gücü, bilimsel topluluklar tarafından değerlendirilir ve en önemli deneyler birbirinden bağımsız gruplar tarafından tekrarlanır. 0.775 Bilimsel kuram; doğanın bazı yönlerinin sürekli olarak doğrulanan deney ve gözleme dayanan iyi kanıtlanmış açıklamasıdır. Bu gerçek odaklı kuramlar sadece basit tahminler değil, gerçek dünyanın güvenilir varsayımlarıdır. Mesela, biyolojik evrim kuramı sadece bir “kuramdan” daha fazlasıdır. Hastalıkların “Hücre Kuramı”, maddenin “Atom Kuramı” ya da evrenin tanımı kadar gerçekçidir. İnsanlığın şu anki anlayışıyla, yerçekimi hala üzerinde çalışılan bir olgudur. Ancak evrim gibi yerçekimi de kabul edilmiş bir gerçektir. ------------------------------query: William, marangoz olan babasının isteğine rağmen matematikteki başarısıyla Trinity College, Cambridge’de burs kazandı.--------------------------- Results (after 0.014 seconds): 0.791 Babası bir marangoz ustasıydı ve baba mesleğine devam etmesini diledi, ancak William’ın matematikteki başarısı Lancaster Royal Grammar School ve Heversham gramer okulunda ona 1812’de Trinity College, Cambridge’de sergi (bir tür burs) kazandırdı. Kendisinden sonra doğan üç erkek ve üç kız kardeşe sahip olarak yedi çocuğun en büyüğüydü. İki erkek kardeş bebekken öldü; üçüncüsü ise 1812’de öldü. Kız kardeşlerinden ikisi evlendi; öğrencilik ve ardından profesörlük kariyeri boyunca onlarla yazıştı. Annesi 1807’de, Whewell 11 yaşındayken öldü. Babası, Whewell’in en önemli profesyonel başarılarından biri olarak Trinity College’da lisans derecesini aldığı 1816’dan önce öldü. 0.642 Turing’in klasik eski Yunanca ve Latince çalışmalara istekli olmaması ve matematik ve bilimi daima tercih etmesi onun Cambridge Trinity Koleji’ne bir burs kazanmasına engel oldu. İkinci tercihi olan Cambridge Kings Kolej’e gitti. 1931’den 1934’e kadar orada öğrenciydi, seçkin bir dereceyle diploma aldı ve merkezi limit teoremi üzerinde hazırladığı bir tez yazısı dolayısıyla 1935’te Kings Kolej’e akademik üye seçildi. 0.641 Watts, Canterbury Katedralinin arazisindeki The King’s School, Canterbury’de okudu. Akademik olarak sınıfının en iyisi olmasına ve okulda kendisine sorumluluklar verilmesine rağmen, çok önemli bir sınav kompozisyonunu “küstah ve kaprisli” olarak okunacak şekilde yazarak Oxford’a burs fırsatını kaçırdı. 0.641 Maxwell 1847’de akademiyi bırakıp Edinburgh Üniversitesi’nde derslere katılmaya başladı. Cambridge Üniversitesi’ne katılma şansı elde etse de, bunun yerine Edinburgh’daki lisans derslerini bitirmeye karar verdi. Maxwell’in üniversitede bulunduğu dönemde Edinburgh Üniversitesi’nin akademik kadrosu birçok saygıdeğer kişiyi içermekteydi. İlk senesinde Sir William Hamilton’dan mantık ve metafizik, Philip Kelland’dan matematik ve James Forbes’dan doğa felsefesi dersleri aldı. Fakat üniversitedeki dersleri pek çekici bulmayan Maxwell boş zamanlarında, özellikle Glenlair’deki evinde, kendini özel çalışmalarına verdi. Asıl ilgi alanı polarize ışığın özellikleriydi. Şekillendirilmiş jelatin bloklarları farklı baskılara maruz bırakıp, kendisine ünlü bilim insanı William Nicol tarafından verilen polarizasyon prizmalarını kullanarak jelatinde oluşan renkli fringeleri(ışığın kırılmasıyla oluşan koyu çizgiler) gösterdi. Bu denemesi sırasında (daha sonraları madde üzerindeki baskıyı hesaplamak için kullanılacak olan) fotoelastisiteyi buldu. 0.608 William Whewell ( ;; 24 Mayıs 1794-6 Mart 1866) İngiliz polimat, bilim insanı, Anglikan rahip, filozof, teolog ve bilim tarihçisiydi. Trinity College, Cambridge’in usta hocalarındandı. Orada öğrenciyken, hem şiir hem de matematik alanında fark yarattı. ------------------------------query: Zihinsel imgeler, düş kurma, kitap okuma, sporcuların antrenmanları ve müzisyenlerin şarkı dinlerken notaları görmesi gibi örneklerde ortaya çıkar ve genellikle bilinçli kontrol altında canlandırılır.--------------------------- Results (after 0.014 seconds): 0.828 Düş kurma ve kitap okurken gerçekleşen zihinsel canlandırma, yaygın zihinsel imge örneklerindendir. Atletlerin, antrenman sırasında veya yarışma öncesi, onları amaçlarına başarıyla ulaştıracak her bir adımı ana hatlarıyla zihinlerine çağırması da bir diğer örnek olarak verilebilir. Müzisyen şarkıyı duyduğunda, şarkıyı tamamen ses nitelikleriyle duymasının yanı sıra, kimi zamanlar da şarkının notalarını kafasının içinde ‘görür’. Bu durum artçıl etkiden farklı sayılır, bakılan görüntü ortadan kalktıktan sonra görsel alanda bir süre daha izlenebilen ardışık görüntü gibidir. Zihnimizde imgeyi canladırmak istemli bir davranış olabilir, bu nedenle çeşitli derecelerde bilinçli kontrol altında olarak nitelendirilebilir. 0.622 Sonra, imgeyi algılama ve üzerinde düşünme şeklindeki psikolojik-fizyolojik süreç. 0.615 Bedenlenmiş zihnin, herhangi bir hedefe ulaşmak için hareket ve bilişi birleştirerek, öz-düzenleme süreçlerine hizmet ettiğini öne süren araştırmacılar da vardır. Bu açıdan, bedenlenmiş zihnin kolaylaştırıcı bir etkisi söz konusudur. Örneğin karşıdaki kişinin yüz ifadesi taklit edildiğinde, onun yüzündeki duygu ifadesi daha hızlı bir şekilde tespit edilebilir. İlgili bir çalışmada, yüz ifadesini taklit edememeleri için ağızlarında kalem tutturulan ve bu sayede kasları pasif hale getirilen katılımcıların, duyguları daha az yargılayabildikleri gözlenmiştir. 0.609 Fiziksel bir sembol sisteminin bir zihni ve zihinsel durumları olabilir. 0.608 Benzer şekilde Fleming; işitsel öğrenenlerin, en iyi dinleyerek (dersler, tartışmalar, kasetler, vb.) öğrendiklerini belirtmiştir. Dokunsal/kinestetik öğrenenlerin ise hareket ederek, dokunarak, yaparak (dünyanın keşfi, bilim projeleri, deneyler vb.) deneyimleyerek öğrenmeyi tercih ettiğini açıklamıştır. Nitekim öğrenciler; tercih ettikleri öğrenme stilini belirlemek için, belirtilen model ve envanteri kullanabilir; kendilerine en çok fayda sağlayan modele odaklanarak öğrenmelerini geliştirebilirler. Fleming’in modeli aynı zamanda; iki tür çok modelli öğrenme olduğunu varsaymaktadır. Bu ise, herkesin tanımlanmış bir tercih edilen öğrenme yöntemine sahip olmadığı anlamına gelmektedir. Yani; bazı insanlar, tercih ettikleri öğrenme stilini oluşturan bir karışıma da sahip olabilmektedirler. ------------------------------query: Pozitif psikoloji, bireylerin ve toplumların gelişimini destekleyen unsurları araştırmayı ve teşvik etmeyi amaçlar, bu nedenle sadece hastalık ve rahatsızlıkları değil, aynı zamanda psikolojik sağlık kaynaklarını da ön plana çıkarır.--------------------------- Results (after 0.015 seconds): 0.890 Pozitif psikoloji, bireylerin ve toplulukların gelişimlerini destekleyen faktörleri incelemeyi ve bunları teşvik etmeyi kendisine bir amaç olarak belirlemiştir. Bu nedenle pozitif psikoloji, hastalık ve rahatsızlıklara yapılan vurgunun da ötesine geçerek, psikolojik sağlık kaynakları üzerine dikkati çekmektedir. Bilimde, araştırmada ve uygulamada pozitifliğe önem veren bu pozitif odaklılık sayesinde pozitif psikoloji hareketi kısa zamanda eğitim, ekonomi, yönetim, sağlık bakım, kamu sağlığı, sosyal ve insan hizmetleri, nörobilim, liderlik ve diğer örgütsel alanlarda hızla yayılmıştır. Pozitif psikoloji, insan potansiyeline, güdülerine ve kapasitelerine karşı daha açık ve takdir edici bir yaklaşım alınmasını ileri sürmektedir . Pozitif psikolojinin insana bakısı ise, profesyonelleri insan potansiyelini daha fazla takdir etmeye yönlendirmektedir. 0.821 Pozitif psikoloji, “bireylerin, grupların ve kurumların uygun bir şekilde işlev görmesine yardımcı olan ve onların gelişmelerine katkı sağlayan durumlar ve koşulların bir çalışması” olarak tanımlanmıştır. 0.777 getirmektedir. Pozitif psikoloji, psikologlar tarafından ise bireyin gelişimine katkıda bulunan kişilik özellikleri olarak tanımlanmıştır. Pozitif psikoloji eksikliklerin geliştirilerek giderilmesinden ziyade, öznel iyi-oluş, mutluluk ve uzun ömürlü olmayı geliştirmeye 0.766 Pozitif psikolojinin üç temel odak noktası bulunmaktadır. Bunların birincisi mutluluk, zevk, neşe ve düşündüğünü ifa etme gibi pozitif deneyimleri içermektedir. İkincisi, karakter, yetenekler ve ilgiler gibi pozitif bireysel özellikleri içermektedir. Üçüncüsü ise, aileler, okullar, işletmeler, topluluklar ve toplumlar gibi pozitif kurumları içermektedir. 0.749 Sheldon ve King (2001)’e göre pozitif psikoloji, insana özgü olağan güç ve erdemlerin bilimsel olarak incelenmesidir. Bu tanıma göre pozitif psikoloji akımı, psikologların dikkatlerini patolojik birey yerine sağlıklı bireylere çekme amacını taşımaktadır. Cesaret, umut, azim gibi yetkinlikleri güçlü yanlar olarak inşa eden pozitif psikolojinin bu yolla iyilik halini geliştirebileceği ve akıl hastalıklarını ortaya çıkmadan önleyebileceği savunulmaktadır. İyilik hali kavramı, pozitif karakteristik ve değerlerin bireylerin hoşnutluk, doyum ve mutluluk gibi nesnel deneyimlerine nasıl katkı yaptıklarını inceleyen pozitif psikoloji biliminin kökenini oluşturan kavramlardır. ------------------------------query: Gemba yaklaşımı, gerçekte neler olup bittiğini anlamak için gözlemcinin derin bir meraka ve bilgi edinme arzusuna sahip olmasını gerektirir.--------------------------- Results (after 0.014 seconds): 0.692 Gözlemci, gerçekte neler olup bittiğini anlamak için eylemde köklü bir meraka sahip olmalıdır. Duyduklarına dayanarak sadece varsayımda bulunur veya fikirler geliştirilirse, o zaman değer gembadan kaybolmaktadır. Neler olup bittiğini bilmek için güçlü bir arzuya sahip olmak gerekir. 0.615 Gözlem: Araştırmacının insan davranışlarını sistematik olarak gözleyip bunları kaydedip analiz ettikten sonra yorumlamasıdır. 0.609 İşin nasıl yapıldığını doğrudan gözlemleyin. Gemba’yı anlamak için gemba’nın içinde olunmalıdır. Gemba’nın amacı, doğrudan bir gözlemden gemba davranışlarını ve durumun mevcut gerçekliğini daha net bir şekilde anlamaktır. 0.591 Böylece Reinhold tanımlardan değil, bilinçli bir akıldaki zihinsel imgeleri ya da temsilleri ilgilendiren prensiplerden başlar. Bu yolla bilgiyi: 1) Bilen özne ya da gözlemci, 2) Bilinen nesne 3) Öznenin zihnindeki imge ya da temsil bakımından inceler. Aşkın idealizmi anlamak için üç bileşenden oluşan deneyimin derinlerine kadar düşünmek gerekir: Özne, temsil ve nesne. 0.572 Bilim veya ilim, nedensellik, merak ve amaç besleyen, olguları ve iddiaları deney, gözlem ve düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde inceleyen entelektüel ve pratik disiplinler bütünüdür. Bir parantez açmak gerekirse bu tanımın “ilim” için geçerli olmadığının altını çizmek gerekir. Zira bilim somut, dünyevî ve evrensel olayları kendine konu edinmişken ilim manevî olaylarla da ilgilenebilir fakat somut kanıt sunmaz. Bilimi sınıflandıran bilim felsefecileri bilimi formal, sosyal ve fennî bilimler olmak üzere üçe ayırır. Bilimin diğer tüm disiplinlerden en farklı karakteristiği, savunmalarını somut kanıtlarla sunmasıdır. Ve bu da bilimi en güvenilir disiplin olarak günümüze kadar birçok alt dala bölmüş, insanların daha iyi yaşam koşullarına kavuşmasına, bilinmeyen olguları bulmamıza ve yeni şeyler öğrenmemize önayak olmuştur. Tüm bilim dalları evrenin bir bölümünü kendine konu olarak seçer, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışır. Einstein bilimi, her türlü düzenden yoksun duyu verileri ile düzenli düşünceler arasında uygunluk sağlama çabası, Bertrand Russell ise gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla dünyaya ilişkin olguları birbirine bağlayan yasaları bulma çabası olarak tanımlar. ------------------------------query: Domingo Faustino Sarmiento kimdir?--------------------------- Results (after 0.017 seconds): 0.653 F. Canali, La facciata del Tempio Malatestiano, in Il Tempio della Meraviglia, a cura di F. Canali, C. Muscolino, Firenze, 2007. 0.627 Restaurare Leon Battista Alberti: il caso di Palazzo Rucellai, a cura di Simonetta Bracciali, presentazione di Antonio Paolucci, Libreria Editrice Fiorentina, Firenze 2006, ; 0.626 La ricostruzione del marxismo fra filosofia e scienza (in AA.VV., La cognizione della crisi. Saggi sul marxismo di Louis Althusser). 1986, Franco Angeli 0.621 Ragioni per Credere, Ragioni per Ücret: Convenzioni e Vincoli nel Metodo Scientifico (Feltrinelli, 1988) 0.620 Marcello Landi, Un contributo allo studio della scienza nel Medio Evo. Il trattato Il cielo e il mondo di Giovanni Buridano e un confronto con alcune posizioni di Tommaso d’Aquino, in Divus Thomas 110/2 (2007) 151-185. ------------------------------query: Tek kişi yönetimi neleri etkilemiştir?--------------------------- Results (after 0.016 seconds): 0.559 Tek sorumluluk ilkesi: Bir sınıf, ancak bir tek sebeple değiştirilmelidir. 0.474 Otoritecilik: Otoriter yönetimler devletin otoritesi ile karakterizedir. Seçimle başa gelmemiş yöneticiler tarafından kontrol edilen bir politik sistemdir, liderler bir miktar bireysel özgürlüğe izin verirler. 0.471 Sosyolojik kanıt: İnsan toplum içindeki diğer bireylerin davranışlarından etkilenebilir ve etkilenen insan özgür değildir. 0.470 Ona göre, yöneticiler ve yönetilen arasındaki her tarihsel ilişki bu unsurları içeriyordu ve bu üçlü ayrım temelinde tümü analiz edilebilirdi. Karizmatik otoritenin istikrarsızlığının onu daha yapılandırılmış bir otorite biçimine “rutinleştirmeye” zorladığını ileri sürer. Saf bir geleneksel yönetim türünde, bir yöneticiye karşı yeterli direnç bir “geleneksel devrime” yol açabilir. Sonunda bürokratik bir yapı kullanan rasyonel-yasal bir otorite yapısına doğru ilerleme kaçınılmazdır. Dolayısıyla bu teori bazen sosyal evrim teorisinin bir parçası olarak görülebilir. Bu yönde bir hareketin kaçınılmazlığını öne sürerek daha geniş rasyonelleşme kavramıyla bağlantı kurar. 0.466 Taylor, birbiriyle yarışan iki teori olduğunu açıklıyor. Amaç, tek başına özgürlüğü, ister hükûmetler, ister şirketler veya bireyler olsun, diğerlerinin müdahalesinden bireyin bağımsızlığı olarak tanımlamaktır. Bu teori, özgürlüğün, en azından kısmen, topluluk yaşamının kolektif kontrolünden oluştuğuna inananlar tarafından sorgulanmıştır. ------------------------------query: Bizans zamanı fakirlik grupları nelerdir?--------------------------- Results (after 0.014 seconds): 0.620 Bizans, Batı Anadolu’daki toprakların bir kısmını ele geçirdi. 0.603 Bizans hakkında, ana tarihi olaylar yanında önemli sosyal ve dini olayları içerir. Ayrıca, önemli siyaset ve bilim insanlarının biyografileri ile detaylı dini, sosyal, kültürel, hukuki ve politik maddeler mevcuttur. Kültürel maddeler, müzik, teoloji ve sanat içerir. Savaş, nüfus, eğitim, tarım, ticaret, bilim, felsefe ve tıp alanlarındaki diğer başlıklar, Bizans toplumunun karmaşık ve ileri politik ve sosyal yapısı hakkında anlaşılır bir resim sunar. 0.593 5. yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nda kurulan oluşumlar 0.578 De Re Militari. Orta Çağ tarihi kaynakları, Bizans savaşları ile ilgili belgelere yer verir; 0.572 Evrimsel bir bakış açısından, Bizans, bir Hristiyan imparatorluğu olarak ortaya çıkan, çok geçmeden Doğu’nun Helenleşmiş imparatorluğunu oluşturan ve bin yıllık tarihini 1453’te bir Rum Ortodoks devleti olarak sona erdiren çok etnikli bir imparatorluktu: ulus, neredeyse kelimenin modern anlamıyla. Ayırt edici ve tarihsel olarak zengin bir edebi kültürün varlığı, “Yunan” Doğu ile “Latin” Batı arasındaki ayrımda ve dolayısıyla her ikisinin oluşumunda da çok önemliydi. Özellikle sonraki dönemde Yunan unsurunun baskın olduğu çok etnikli bir imparatorluktu. ------------------------------query: Big Bang (Büyük patlama) teorisi gerçek midir veya kanıtlanabilir mi?--------------------------- Results (after 0.014 seconds): 0.695 Sonuç olarak denilebilir ki kozmik arka planın keşfi, tarihsel olarak Big Bang’in kesinleştirici kanıtı olmuştur. 0.693 Big Bang’in kronolojik aşamaları tersten, yani günümüzden geçmişe doğru şöyle açıklanır: 0.680 Büyük patlama (İngilizce: Big Bang), evrenin en eski 13,8 milyar yıl önce tekillik noktası denilen bir noktadan itibaren genişlediğini varsayan evrenin evrimi kuramı ve geniş şekilde kabul gören kozmolojik modeldir. İlk kez 1920’li yıllarda Rus kozmolog ve matematikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı fizikçi papaz Georges Lemaître tarafından ortaya atılan bu teori, çeşitli kanıtlarla desteklendiğinden bilim insanları arasında, özellikle fizikçiler arasında geniş ölçüde kabul görmüştür. 0.677 Genel kanının aksine Big Bang, herhangi bir yerde olmuş bir patlama değildir. Big Bang ya da Büyük Patlama, kimilerinin adını ilk duyduğunda düşündükleri gibi, günümüzdeki galaksileri oluşturan maddeyi dışarı fırlatıp atan, herhangi bir noktada meydana gelmiş bir patlama değildir. 0.658 Big Bang aslında, hâlen gözlemlerin bir yanlışını çıkaramadığı genel göreliliğin bir sonucudur. Dolayısıyla kimilerine göre Big Bang’i reddetmek genel göreliliği reddetmek demektir. ------------------------------query: Görsel izlenimler nasıl oluşur ve etkileri nelerdir?--------------------------- Results (after 0.014 seconds): 0.642 Algı çevreden gelen uyarıcıların meydana getirdiği duyumların, aynı zamanda ya da art arda ayrımlarla anlamlanması ve belleği uyarması sonucunda ortaya çıkan karmaşık bir olgudur. Algılama ise çevreden anlamlı bilgiler toplama, tanıma, düşünme, hatırlama, hissetme gibi süreçleri kapsayan psikolojik bir süreçtir. Çevreden gelen birtakım uyarıcılar duyular tarafından alınır ve bu da algılama ile sonuçlanır. Görsel algıyı etkileyen faktörler arasında uyarıcının sahip olduğu anlam, kişinin uyarıcıyı daha önceden tanıması, kültür farklılıkları, zihinsel süreçlerin oluşturduğu düzen farklılıkları gibi etkenler gösterilmektedir. Görsel algı bu sayede bireye göre değişen bir olgu özelliği taşımaktadır. Gestalt psikolojisi bilişsel süreçler içerisinde özellikle “algı” ve “algısal örgütlenme” konularında yoğunlaşmış teoridir. Almanca Gestalt sözcüğünün sözlük anlamı biçim, yapı, düzen ya da görünüştür; aynı zamanda parçalarından daha fazla olan bir bütün anlamına da gelir. Ekolün savunucuları bu yüzyılın başlarında çağdaş davranışçı yaklaşımlara sert bir tepki gösteren Max Wertheimer, Wolfgang Kohler ve Kurt Koffka olmuştur. Bu yaklaşımda davranışçıların aksine zihinsel süreçlere önem verilmiştir. Gestalt yaklaşımına göre insan davranışlarının uyarı ve tepki bağıyla açıklanması mümkün olamaz. İnsan dışarıdan yönlendirilerek ilerleyen bir varlık değil, aksine çevresindeki uyarıcıları seçip algılayan, bu verileri işleyen ve bu şekilde çevresinde olanları anlamlandırabilen bir varlıktır. Dolayısıyla insan burada aktif roldedir, davranışçıların öne sürdüğü şekilde edilgen ve yönlendirilen değildir. 0.633 Stoacılar, algıyı, nesnenin fark edilen niteliğinin duyu organı vasıtasıyla algılayanın zihnine aktarımı olarak tanımlarlar. Aktarılan nitelik, “düşünen şey” olan ruhun cismani yüzeyi üzerinde bir karışıklık ya da izlenim olarak görünür. Görüş örneğinde; konik bir ışın kalemi göz bebeğinden uzaklaşır, öyle ki görülecek nesneyi kapsar. Hava akımıyla duyu organından (burada göz) zihne (yani ruhun “yönetici parçasına”) bir sunum iletilir. Sunum, nesnenin varlığını doğrulaması yanında, nesnenin renk ya da boyut gibi bilgilerini de verir. Zeno ve Cleanthes bu sunumu bal mumu üzerindeki mühür izlenimiyle karşılaştırırken, Chrysippus daha belirsiz olarak zihnin saklı bir modifikasyonu ya da modu olarak tespit eder. Fakat zihin, sadece dışarıdan pasif bir izlenim alıcısı değildir. Duyular, duyu organından gelen akıma karşı gerilimdeki farklılıklara göre tepki gösterir; ve bu duyu sunumundan ayırt edilemeyene zihnin onayı ya da itirazıdır. Deneyimin muhtevası hep doğru ve geçerli değildir: halüsinasyon mümkündür; burada Stoacılar Epikürcüler ile aynı fikirdedirler. Bu nedenle, rızanın gelişigüzel gösterilmemesi muhtemeldir; bir gerçek ölçütü (kriteri) ve onun vasıtasıyla “us”un sadece makul olanı tanıdığı ve doğruyu sıkıca tuttuğu özel bir formel test belirlenmelidir. 0.627 Dokunsal, kokusal ve tatsal uyaranlar da algının alanındadır. 0.626 Sonra, imgeyi algılama ve üzerinde düşünme şeklindeki psikolojik-fizyolojik süreç. 0.618 Zihinsel deneyimler: Parapsikoloji araştırmalarında zihinsel ya da öznel ortaya çıkan fenomenleri kapsar. Burada süjenin, yani deneğin dış dünyadan aracısız bilgi alması olayı söz konusudur. Bu fenomenler parapsikolojide duyular-dışı algılama başlığı altında incelenir. Durugörü (uzaktan görme), telepati (düşünce nakli, uzaduyum), prekognisyon (önceden bilme), psikometri (ruhsal ölçüm), şifacılık, beden-dışı deneyimler (astral seyahat) ve benzeri fenomenler bu gruba girer. ------------------------------query: Dil ve bilişsel çalışmalarıyla ünlü bilim adamımız kimdir?--------------------------- Results (after 0.015 seconds): 0.658 Boroditsky şu anda California Üniversitesi, San Diego’da (UCSD) bilişsel bilim profesörüdür. Dil, biliş ve algı arasındaki etkileşimlere odaklanarak dil ve biliş üzerine çalışmaktadır. Araştırmalarıyla; dilbilim, psikoloji, sinirbilim ve antropolojiden gelen görüşleri ve yöntemleri birleştiriyor. 0.655 Lera Boroditsky (d. 1976), dil ve biliş alanlarında çalışan bir profesör ve bilişsel bilimcidir. Şu anda dilsel görelilik teorisinin en önemli katkıcılarından biridir. Kendisi Searle Scholar, McDonnell Scholar ve Ulusal Bilim Vakfı Kariyer Ödülüne layık görülmüş, Amerikan Psikoloji Derneği seçkin bilim insanıdır. UCSD’de Bilişsel Bilimler profesörüdür. Daha önce MIT ve Stanford’da çalışmıştır. 0.655 Alfred Habdank Skarbek Korzybski (3 Temmuz 1879 - 1 Mart 1950), genel anlambilimin kurucusu sayılan Polonya asıllı Amerikalı bilim insanı ve düşünür. Dili kullanma ve dile tepki verme biçimlerinin incelenip arındırılması yoluyla insanın düşüncelerini kuşaktan kuşağa aktarma yeteneğini geliştirmeyi amaçlayan bir dilbilim felsefesi oluşturmuştur. 0.653 Bilişsel dilbilim: Bilişsel yapı ve süreç ile dili inceleyen bilim dalıdır. 0.636 Çalışmaları, konuştuğumuz dillerin düşünme şeklimizi şekillendirip şekillendirmediğine dair tartışmalı soruya yeni bakış açıları sağladı (Dilsel görelilik). Düşünce ve algıdaki, diller arasındaki sözdizimsel veya sözcüksel farklılıklardan kaynaklanan farklılıkların önemli örneklerini kullanmıştır. Makaleleri ve dersleri, insan bilişinin büyük ölçüde evrensel olduğu, dil ve kültürden bağımsız olduğu fikrine karşı kanıt ve araştırma sağlama anlamında psikoloji, felsefe ve dilbilim alanlarını etkiledi. ------------------------------query: Roma eğitim sisteminin etkileri nelerdir?--------------------------- Results (after 0.014 seconds): 0.644 Roma uygarlığı, kültürel olarak yoğun biçimde ilham ve örnek aldığı Antik Yunan ile birlikte “klasik antikite”ye dâhil edilir. Antik Roma Batı dünyasındaki hukuk, savaş, sanat, edebiyat, mimari, teknoloji ve dil konularının gelişimine büyük katkıda bulunmuştur ve hâlen de günümüz dünyası üzerinde büyük etkiye sahiptir. 0.643 Roma uygarlığı, kültürel olarak yoğun biçimde ilham ve örnek aldığı Antik Yunan ile birlikte “klasik antikite”ye dahil edilir. Antik Roma Batı dünyasındaki hukuk, savaş, sanat, edebiyat, mimari, teknoloji ve dil konularının gelişimine büyük katkıda bulunmuştur ve hâlen de günümüz dünyası üzerinde büyük etkiye sahiptir. 0.613 Romalılar özellikle mimari çalışmalarıyla ünlüydü. Roma mimarisi Yunan gelenekleriyle birlikte “klasik mimari” içinde gruplandırılır. Ancak Roma Cumhuriyeti boyunca Roma mimarisi üslup bakımından Yunan mimarisiyle neredeyse aynı olmuştur. Roma ve Yunan binaları arasında birçok fark olsa da Roma, Yunanistan’ın değişmeyen, formule edilmiş bina tasarımları ve orantılarından fazlasıyla etkilenmiştir. İki yeni sütun düzeni ve Etrüsk kemerinden alınan kubbe dışında Roma Cumhuriyeti’nin sonuna kadar çok az mimari yeniliğe imza atılmıştır. 0.609 Yunan sanatı Roma’yı etkilemesiyle ve bu eserler Roma aracılığı ile Avrupa’ya iletilerek, Rönesans döneminin yapılarına da büyük bir etkisi olmuştur. Rönesans; Avrupa’da, Antik Yunan ve Roma medeniyetine ait unsurların ön plana alınarak, sanat, edebiyat ve bilimde, XV. yüzyılın ve XV. yüzyılın ilk yarısında gerçekleştirilen büyük gelişmedir. 0.585 Batı entelektüel mirasının kökenleri Yunanlara ve daha az doğrudan Mısır ve Yakın Doğu halklarına kadar uzanıyorsa, Roma’nın Batı Uygarlığının daha geniş yayılmasına katkısı muazzamdı. Dil, hukuk, siyaset, din, sanat gibi alanlarda Roma kültürü hayatımızı etkilemeye devam ediyor. Roma, o zamanlar bilinen dünyanın büyük bir bölümüne yayılan ve daha sonra Hristiyan inancının merkezi haline gelen bir imparatorluğun merkeziydi. Antik İtalya, Roma ve sözde Romanophilia ile tanımlanır. Şiirin merkezi alegorisi esasen ortaçağdır ve rehberler olarak, Romalı şair Virgil ve Dante’nin Leydisi’nin La vita nuova (c. 1293; Eng. trans. Vita nuova) ile birlikte mezarın ötesindeki dünyalarda bir yolculuk şeklini alır. veya The New Life), sırasıyla akıl ve inancı simgeleyen Beatrice. Şiir üç cantiche veya anlatı bölümüne ayrılmıştır: Inferno, Purgatorio ve Paradiso. Her bölüm 33 kanto içerir, ancak Cehennem’de bir tane daha (34) vardır, çünkü ilk kanto tüm çalışmanın bir önsözü olarak hizmet eder. Dante, yolculuktaki deneyimleri ve karşılaşmaları aracılığıyla, lanetlenme, kefaret ve mutluluğun derecelerini anlar ve şiirin doruk noktası, onun bir anlık Tanrı vizyonudur. Şiirin büyüklüğü, karmaşık yaratıcı inşa gücünde, tükenmez şiir zenginliğinde ve manevi anlamların devam eden öneminde yatmaktadır. Büyük ölçüde Petrarca’ın olağanüstü etkisi sayesinde - çok farklı bir şair ve Dante’nin eserleri de dahil olmak üzere ortaçağdaki her şeyi karalayan - Dante’nin itibarı, 14. yüzyılda hemen popülerlik kazandıktan sonra 400 yıllık bir tutulma yaşadı. Romantik dönemde yeniden canlandırıldı ve Dante’nin çalışmaları çevirmenlere meydan okumaya ve İtalya’nın içinde ve dışında modern şairleri etkilemeye devam ediyor. ------------------------------query: Felsefe ve psikoloji ilişkilendirilebilir mi? Aradaki bağlantı nedir?--------------------------- Results (after 0.014 seconds): 0.676 Bu nedenle, sosyoloji ve felsefe birbirlerinin ortak keşiflerini inceleyen iki disiplin örneğidir. 0.675 Dil felsefesi, felsefenin dil ile uğraşan bir dalıdır. Örneğin dil, bilinç ve gerçeklik arasındaki bağlamları ele alan bir felsefe dalıdır. Bu noktadan iki araştırma alanı ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki dil ve gerçeklik arasındaki ilişki, ikincisi de dil ve bilinç arasındaki ilişkidir. Bundan dolayı dil felsefesi bilgi kuramsal felsefenin (epistemoloji) birbirine komşu alanlarının ve akıl odaklı felsefenin yakın bağlamında yer almaktadır. 0.658 Sosyal bilimler felsefesi, bilim felsefesinin psikoloji, sosyoloji, ekonomi ve siyaset bilimi gibi sosyal bilimlerle ilgilenen özelleştirilmiş halidir. Sosyal bilimler alanında çalışan felsefeciler sosyal bilimler ile doğa bilimleri arasındaki ilişkiyi, toplumsal fenomenlerin nedensel ilişkilerini ve toplumsal bir yasanın imkanını irdeler. 0.647 İnsan davranışlarının sebeplerini açıklayarak insanı açıklama amacı taşıyan psikoloji bilimi deneysel bir bilim olarak şekillenmeden çok önce felsefenin içinde yer almıştır. Felsefi bir bakışla insanı değerlendirmeye çalışan felsefi psikoloji ile deneysel bir bilim olarak şekillendirilen bilimsel psikolojinin sahip olduğu özellikler birbirlerinden farklıdır. Psikoloji felsefesi tarafından incelenen konulardan bazıları, psikolojik araştırma metodolojisiyle ilgili epistemolojik kaygılardır, bunlardan bazıları: 0.646 Psikoloji felsefesi: Psikoloji ve psikanalizin temel kavramları ve yöntemleri üzerine çalışma. Total run time: 406.10441541671753